3 Nisan 2008 Perşembe

Düşmanımın Düşmanı Dostumdur

Açıkçası akşam maçı izlerken baya bi ümitliydim. Chelsea kazanamazsa bile kaybetmez diyordum. Ama adamlar yine yaptılar yapacaklarını. aldılar maçı. Gerçi İngiltere'de çok rahat bir rövanş geçmicektir ama şimdi bile rahatsız ediyolar insanı. Saolsun patronum hemen masamın karşısına bir Fener forması astı bile. Sesimiz çıkartamıyoruz tabi.
Neyse konudan sapmadan düşüncemi dile getirim. Chelsea'nin benim için bir anlam ifade etmediğini, Abvomoviç'in çiftliği olduğunu söylemiştim. Günahım kadar sevmem o takımı. Ama rakibi fener olunca ister istemez ona yaslandık. Ama başında adam gibi bir teknik direktörlerinin olmaması kuşkulandırmıyo değildi hani. Mourinho olsa bu kadar ezik bir maç çıkarırlarmıydı orasını bilmem ama bu turu geçseler bile takımdan bir nane olmayacağı belli. Maçı evde eniştemle izlerken hep tartışmasını yaptık. Kendisi benim kadar hasta olmasa da bir BEŞİKTAŞ taraftarıdır. Maçta feneri desteklemesi benim için de acaip üzüntü kaynağı oldu. Tamam adamlar güzel oynuyor, maçtan hemen kopmuyor, rakibi rahatsız ediyor vs. vs. ama adı bi kere fener. Taraftarı deseniz bu ülkedeki en götü kalkık taraftar, başkanı-yönetimi desen icraati bol mafyanın Allah'ı, futbolcusu desen dayaklık takım. Ama dedim ya şimdi laf bize düşmez. Önce bizimkiler adam gibi oynayıp ezsinler (örnekleri çok uzakta diil 3-4'lük maç) ondan sonra söyleriz söylicemizi. Ama yine de tebrikler. Hakederek geldiler, hakederekte yarılicaklar şampiyonlar ligini. (umarım bu son sözlerim hiç bir zaman gerçekleşmez)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder