7 Temmuz 2009 Salı

Lise Yıllarından Dip Notlar - 3



Yazan da, yöneten de aynı. Bizim İrfan.. Nam-ı diğer Zabıta İrfan.. Ne güzel günlerdi. Eline sağlık. Okudukça hala kopuyorum...

- PAZARLAMA DERSİ 2.SINAV ( Rövanş Mücadelesi ) :)))

İlk sınav anlatımından fazla para kazanamadık, topladıklarımızla ancak 100 Adet orta boy elmas alabildik o derece yani :((( Neyse buna şükür deyip 2.sınav rövanş mücadelesini anlatmaya başlıyorum… Siz okuyucularımızdan tek ricamız elinizi korkak alıştırmadan, 3-5 demeden Allah ne verdiyse katkıda bulunmanız. Malüm polenez köyden aldığımız yeni çiftliğin senetleri daha yatmadı :))

Neysaaa…
Pazarlamanın ilk sınavında hocanın bilinmeyen ve beklenmeyen stratejisi karşısında dökülen sınıf bu başarısızlıktan sonra tek vücut olup ikinci sınava galibiyet parolasıyla hazırlandı. İlk sınavda olduğu gibi hocanın yerleri değiştireceğini bildiğimiz için bu sefer kopyalar sınavda oturulacak sıralara yazılmıştı. Sınav öncesi son tenefüste herkes üzerine düşeni yapıp hazırlığını tamamlamıştı… hatta korkmaz herkesden önce hazırlığını tamamlayıp tepe lambasını ve sirenini çalıştırıp… ayyy .. ayyy nidalarıyla ayşegül’ü tacize başlamıştı :))) Bu duruma alışık olan diğer sınıf öğrencileri korkmaza hayırlı işler, ayşegül’e geçmiş olsun dilerklerini iletiyordu :))) Akabinde çalan son zille birlikte herkes yerini aldı ve pazarlamacıyı beklemeye başladı. Sınıfın kapısının açılmasıyla herkes ayağa kalktı… tabi biz erkekler olarak geleneği bozmadık otuz küsür saniyelik saygı duruşunu icra ettik. Oturan kız grubunun içinde tek erkek evren’di…çünkü onun beyaz ten takıntısı çoğunluğa uymasını engelliyordu :)) syrexxx….winssss / Ayyy…yadabeyllll :)))

Pazarlamacı sınav öncesi son uyarılarını yaptıktan sonra herkes yerdeğiştirmek için ayağa kalktığında o şok uyarıyla herkes irkildi… “YER DEĞİŞTİRİLMİYOR, HERKES AYNI YERİNDE KALACAK…” Ben ne kadar bakışlarımla hocaya “ ama hocam.. kopyalar diğer sırada kaldı” desemde bunun bi faydası olmadı… münasip yer ve şemsiye hesabı.. kaderimize boyun eğip yerimize yığıldık… :)) Pazarlamacının bu kahpe planı yüzünden yine kalemizde bir gol görmüştük… Diğer maçta olduğu gibi ilk dakkada yenilen bu gol tüm moralleri ve umutları tüketip rüzgarın yönünü hocadan yana çevirdi….

Sınavın ilerleyen dakikalarında yaprak dökümü başladı. Kağıdını veren dışarı çıkıp sınıfta kalanları kapıdan izlemeye başladı. BU yaprak dökümünden biride korkmazdı.. Korkmaz “madem bu sınavıda kaybettik o zaman bende sınav öncesi ayşegül’le oynadığım oyuna devam ederim deyip çıkmıştı” :)))

Sakatlıklar yüzünden yapılan zorunlu oyuncu değişimleri oyun kurgusunda sıkıntı yaratmıştı. Olası bir sakatlıkta çıkanın yerine adam alınmayacağı için tüm sınıf çok dikkatliydi… Sınıf içinde küçük fısıldamalar artmıştı herkes birbirinden medet umuyor bi soru yapsam kârdır deyip sesli kopya yoluna gidiyordu. Tam bu sırada geri dörtlü içinde engin’le beni konuşurken gören hoca zaten deminden beri bişey yazmıyorsun bide konuşuyorsun diye kırmızı kartla engini dışarı aldı. Engin yine benim yüzümden yanmıştı :)) aslında konuşan bendim ama hoca onu gördü… eee işi bileceksin işe gitmiceksin :)) konuşmak var konuşmak var.. ben uslubunca konuşuyordum.. kabak engine patlıyordu. Konuştuğumuzda dersle ilgili kopya amaçlı filan değildi… battı balık yan gider deyip öylesine muhabbet ediyorduk :))

Neyse geri dörtlüdeki bu eksilme geride kalanların omuzlarına daha fazla yük yüklemişti. Omuzlarımdaki bu yük ve dışarıdaki arkadaşların bana bakarak sana güveniyoruz irfan demeleri beni iyice kamçıladı… :))) bunun üzerine aldığım bu gazla coşup TRİBÜNLERE oynamaya başladım… hocadan yana esen rüzgar biranda bizden yana esmeye başladı… atak üzerine atak geliştirerek durumu eşitlemeyi başardım…

Artık tüm stad bizden yanaydı… hep bir ağızdan 11-B diye haykırıyordu… Seyirci ve skor avantajı bizden yanaydı. Rövanş bizimdi… bu durumu hazmedemeyen pazarlamacı oyunu durdurdu ve kendisi için sağ benim için sol taraftan görev bölgeme gelip, yanıma yanaşarak deminden beri oturuyorsun bişey yazdığın yok diyerek kağıdımı almak için sıraya atıldı….

İlk hamleyle kağıdı tam tutacğı sırada elimle kağıdı sıranın ortasına çektim ve boşa atladı… bu kıvrak hareketler karşısında kapı önünde bekleyen tüm sınıf OLEY çekmeye başladı… hoca iyice bozuldu ve ikinci hamleyle yine kağıda atıldı… son anda kağıdı sıranın en sağına çektim ve hoca yine boşa atladı :)) Arkasından bir OLEY daha… Artık gözler hakemde ve biran önce oyunun bitmesi için dua ediyordu… sonra ORADAN IORI GELDİ … Geri dörtlü anladınız siz onu :))) Hocayla bilikte gözümüz skorborda takıldı son birkaç saniyeydi… ben maçı şovla bitirme, hocada içinde bulunduğu rezilliği bitirme çabasıyla son bir hamle yapip iki eliyle birden benim kağıda atladı. Benim kulağım hakemin düdüğündeydi zaten.. hakemin son düdüğüyle kağıdı bıraktım. Kağıdı elinde gören hoca şaşırdı ben kazandım… ben kazandım diye bağırıyordu… bende sen öyle san “ZATEN İŞİM BİTMİŞTİ” diyerek kalemimi cebime koyup çıkış kapısının yolunu tuttum :)))

Skordan haberi olmayan hoca ben kazandım demeyi sürdürdü, bende sen öyle san, akşam MARATONDAN izle ve gör kim kazanmış dedim :))))

Pazarlamacı ben çıkarken paçama yapıştı ve dur böyle çekip gidemezsin dedi…bende o zaman “KAFAMA SIKAR GİDERİM” deyip sınıfı terk ettim…

Sonunda İYİLER MUTLAKA KAZANIR…. !

:)))))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder