6 Haziran 2011 Pazartesi

Kısır Döngü

Yaz geldi sıcaklar başladı. Artık bilgisayar başında durmak daha bi çekilmez hal aldı.. Oldum olası sıcakları sevemedim. Kış adamıyım. Belki bunda buralara ait olmamam nedendir. Kendimi her zaman buraların dışında bir yerlere aitmişim gibi hissettim. Neredeyse de hep bu hissetmeyle kaldı herşey. Koca bir boşluk oldu hep benim için. O boşluğu doldurabilmek içinde elimden geldiğince gücüm yettiğince yeni şeyler denemeye gayret gösterdim. Bu denemelerin kimisi farklı ortamlara girmekle oldu, kimisi yeni bir kariyer denemesiyle, kimisiyse benim bile bilmediğim şeyler... Ama her seferinde hep en başa dönmek durumunda kaldım. Her yeni şeyi denerken bu son artık dedim ama sözümü tutamadım. İlgimi cezbeden hiçbir şeye karşı koyamadım. Sonuçta 30 yaşını devirmiş biri olarak başa dönmenin sıkıcılığını yaşarken buldum kendimi..Hayatın artık bana çizdiği yolun farkındaymışım gibi hissederek yoluna devam eden bir gezgin misali zamanı harcıyorum. Bu  hayatta en önemli şey olan zamanı harcarken de artık yeni bir arayışa girmeyeceğimi söylüyorum kendi kendime. Ama biliyorum ki yine kendimi kandırıyorum. Hayatın yine beni cezbeden yönlerinin karşıma çıkacağını ve benim bunlara kapılacağımı biliyorum. Yine aynı son yine aynı başlangıçları yaşayacağımı biliyorum. Ve durduk yere yine canım sıkılıyor. Sanki birkaç satır önce kendimi tekrar etmiyormuşcasına sıkıyorum kendimi. Bir nevi koca bir kısır döngünün içinde dönüp duruyorum anlayacağınız...

3 Haziran 2011 Cuma

Dream Theater - Komplo Teorileri ve Mike Mangini









Nerdeen nereye... İnsan şu fotoğrafa baktıkça hüzünleniyor hani.. Gözler Portnoy'u aramıyor değil.. Ayrılıklar ansızın gelir malum, ama zaman her şeyin ilacı.. Portnoy gider ve fotoğrafın en solundaki giriverir hayatınıza, kulağınıza aniden.. Şundan 10 yıl önceki halim olsa dünyaları yıkmıştım Portnoy gitti diye.. Şimdi ise buruk bir gülüş kaplıyor yüzümü sadece.. İlla ki alışacağım Mangini'ye de.. Ama Dream Theater 2000'lerden sonra ruhunu hızla kaybediyorken, alışmasam da olur diyorum içimden.. Çok ta umurumda değil hani!


Kim bilir... Belki bir gün: Yine, yeni, yeniden Portnoy...