13 Aralık 2013 Cuma

Anlıyorum!...

Herhangi bir arkadaş, çalışma arkadaşı veya aile bireyi ile konuşmaya, dertleşmeye başladığınızda hemen hemen hepsi sizi anladıklarını söyleyeceklerdir. Halbuki her iki cümlelerinden birinde kendi hayat doğrularının, önyargılarının, beklentilerinin ekseninde sizle fikirlerini paylaşacak, sizin düşünceleriniz, istekleriniz o an için önemini yitirecektir.

Aynı benim yapmak üzere olduğum şeyi insanlarla paylaştığımda yaptıkları gibi...

Şu bir aylık süreçte konuyu açtığım, fikrine danıştığım insanların tümünün aynı şeyleri söylemesi gerçekten hayret verici. Yani hepsinin hemen hemen aynı bakış açıya sahip olmasından kaynaklı olduğunu düşündüğüm görüşlerinin doğruluğu ister istemez geçerliliğini yitirmekte. Şöyle bir düşünün birbirinden farklı olduğunu, birbirine benzer hayatları yaşamadığını, farklı karakter ve fiziksel özelliklere sahip olduğuna inandığınız bu insanların çok büyük bir kısmının "niye yapıyorsun ki?, ne gerek var? boşuna!..." ve benzeri şekillerde tepki vermesi ya benim anlaşılır olamadığımı ya da anlaşılamak istenmediğimin göstergesi bence..

Sadece olumsuz değil olumlu anlamda da kararımı ve pratiğimi destekleyen insanlar her ne kadar farklı davranmış gibi gözükselerde aslında olumsuz duruş gösterenlerle aynı düzlemde hareket ediyorlar gibime geliyor.

Yapmakta olduğum şey benim gibi bağ kurmaya çalışıp her defasında çuvallayan biri için aslında  anlaşılır bir hareket. Kök salmak, yaşamın her anında varolmak gibi bir derdi olmayan, maddi dünya ile gerçekten ihtiyaçlar doğrultusanda bağ kuran ve anı yaşamak ile ilgili derdi olan, bu nedenle de "Deli" olarak tanımlanan birinin toplumun genel kabul görmüş kalıpları dışında hareket etmesi, buna göre plan yapıp harekete geçmesi çok anlaşılmayacak bir durum olmasa gerek...

İşin özünde gerçekten birbirimizi ne kadar anlamaya çalışıyoruz ya da karşınızdaki insanı anlamaya çalışmak sizin için bir ihtiyaç mı, önemi var mıdır soruları bizler için ne kadar hayati bilmiyorum ama bildiğim tek şey herkesi dinlemenin ama söylediklerine takılmamanın en doğru yöntem olduğu.

Bakarsınız arada bir önemli, zihin açıcı bir şeyler yakalarsınız...

19 Şubat 2013 Salı

AMORPHIS / My Kantele

Beni 2000'li yılların başına döndüren şarkı.. Delicesine dinlerdik.. Kaan'a selam olsun..

Hayatımda gittiğim ilk rock & metal konseriydi Amorphis'in 2002 ilkbaharındaki konseri.. Spica'daydı.. Sonrasında kapandı o mekan.. Yıllaaarr yıllaarrr.......


18 Şubat 2013 Pazartesi

Dream Theater ve 2002 yılından bu yana girdikleri kısır döngü

Bugün okuduğum kadarıyla Dream Theater yakında yeni albüm kayıtları için tekrar ve tekrar (!) stüdyoya girecekmiş. Bu sene içerisinde de -yani 2013 bitmeden- yeni albümü piyasaya süreceklermiş.

Şimdiiiiii..........

Dream Theater ilk albümünü ben henüz 4 yaşındayken :) 1989 yılında çıkarmış.

Bu grup 24.yaşında 13.albümünü çıkaracak. Engin Dream Theater bilgilerim beni yanıltmıyorsa en son 2 seneden uzun arayı "Six Degrees of Inner Turbulence" albümünden önce vermişlerdi. 1999-2002 yılları arası 3 yıllık bir araları olmuştu albüm yapmadan..

Ve bu grup ne yazık ki 2002 yılından bu yana BOK varmış gibi "bir sene albüm, bir sene turne" gibi bir APTAL döngüyle gidiyor!

Grubun efsanevi ex-davulcusu, idolüm olan, davula başlama sebebim Mike Portnoy "hadi beyler, biraz ara verelim. Bu kadar sık albüm çıkarmayalım." dediğinde diğer tüm üyeler adama sırt çevirdiler ve resmen "naparsan yap, istersen git, ama bu albüm yapılacak!" deyip A Dramatic Turn Of Events albümünü 2011 yılına sıkıştırdılar, Mike Portnoy'suz.. O artık yok!

2013'teyiz.. Amacını anlayamadığım bir şekilde adamlar otomatiğe bağlamış gibi albüm çıkaracaklar tekrar ve tekrar... Bu ısrarları öyle basit şeylerle açıklanacak gibi değil kanımca..

- 50'li yaşlar ve yaşlandıkça gözlerini bürüyen PARA HIRSI?
- Müzik şirketi'nden gelen BASKI?
En kötüsü ise en basit haliyle KENDİNİ BİLMEZLİK Mİ???

Bu anlamsız ısrarları, bu saçma tekrarları DREAM THEATER'a 2002 yılından bu yana çook şey kaybettirdi. Mike Portnoy'u kaybettirdi. Yaratıcılıklarını kaybettirdi. Ama en önemlisi müzikal anlamda KALİTE ve fan bazında KİTLE kaybettirdi...

Yani; nicelikteki bu abes ısrarları, niteliklerine olumsuz yansıdı. Niteliklerini kaybettiler. Kendilerini kaybettiler.

Sıçar gibi albüm üretmek, stüdyoya girip albüm yapmak Dream Theater'a yakışmadı, yakışmayacak...

Benim için Dream Theater 2002 yılından sonra her geçen albüm biraz daha BİTTİ.

1999 yılında tam 14 yaşımdayken müzik zevkimi 180 derece değiştiren, müzikte orijinali, ritmi, kaliteyi, edebiyatı, duygusallığı aramama neden olan Dream Theater'ın bu şekilde eriyip gitmesi, ısrarlı bir şekilde kan kaybetmeye devam etmesi çok üzücü.....