8 Mart 2009 Pazar

BİTTİ SONUNDA...

Bugün 08 MART 2007 PERŞEMBE....
Bugün herşeyin bittiği ve tekrardan başladığı gün....
Bugün o uzun ayrılığın son bulduğu gün....
Bugün benim uzun zamandır beklediğim o ÖZGÜRLÜK günü...
Tarih 02 OCAK 2006... Bundan tam 430 gün öncesi. Hayatta herşeyi bırakıp asker ocağına ayak bastığım gün...
O gün "HİÇ BİTMİCEKMİŞ GİBİ" demiştim. Şimdiyse "BİTTİ SONUNDA" dediğim gün. Bu duygu nasıl anlatılır bilmiyorum ama karnımdaki ağrı herşeyi kolay kolay unutamayacağımı hatırlatıyo bana...
Nasıl unutabilirki insan..
Uykusuz geceleri, durmadan çalışmayı, etrafında dönen yıldızları, arkadaşları, devreciliği, kavgaları, mutlulukları, 3 kilometre koşuları, nöbetleri, çarşı izinlerini, devriye atmaları, şafak saymayı, özlemi, sevgiyi, ana kucağını, sıcak bi çorbayı, gizli kapaklı yapılanları, Tugay Karargahı, ayrılışları vs. vs..... Hep unutucağını düşünerek bekliyor insan. Ama ayrılırken farkediyor arkanda bıraktığı sevdiklerini bi daha görememe korkusunu...
Bölük Komutanı Habercisi Ankaralı Tnk.Onb.CAN, Merkez Şube Yazıcısı Ankaralı Tnk.Onb.EKREM, Seferberlik Şube Yazıcısı Balıkesirli Tnk.Onb.ÖZGÜR, Lojistik Şube Yazıcısı Tnk.Onb.ÇALPEREN, Personel Şube Yazıcısı Sinoplu Tnk.Onb.CEM, Kurmay Başkanı Yazıcısı Artvinli Tnk.Onb.AYHAN.. İşte benim asker arkadaşlarım....
YENER Binbaşı, RAMAZAN Yüzbaşı, SERKAN Astsubay... İşte benim değer verdiğim komutanlarım......
Herkese MERHABA tekrardan..
Bu uzun zamandır yüzümde bi tebessümle söylediğim ilk kelime belki.... Ve tekrar tekrar MERHABA..
Hepinize en kocamanından..
Bugünden tam iki yıl öncesi. Her delikanlının ömründen yenen birkaç uzun ayın sonunda myspace yazdığım bir yazı. Aklıma ve zamanı gelmişken tekrarlamak istedim sadece...

1 Mart 2009 Pazar

Geri Kalan Herşey Hikaye...

Bu söylediklerinize karşılık haftalardır kapalının yukarısına doğru haykırmalarla karşı koymaya çalışıyoruz. Büyük abilerimiz top karşı takımda iken kartal gol diye bağırmanın derdinde top biz de iken kendi aralarındaki hesaplaşmaları yaşamakla meşguller. Bu durum bile o kadar sıradanlaşmış ki arkadaşlarım maça gelemediklerinde ilk soruları yine kavga oldu mu şeklini almış. Ne takımla ilgilenir ne maçla ilgili kritik yapmaya fırsat bulamıyoruz anlicanız. Ama abilerimiz hala herşeyin en iyisini bildiklerini en doğru olanı yaptıklarının inadında. Bu durumdan sıkılan ya da elinden bişi gelmeyen insanlar kaçıyor tribünden ya bunu da anlaşmış değilim. Ben Beşiktaşlıyım. Elimden geldiğince hayat izin verdiği ölçüde de hep yanında olucam. Beğenmiyorsam, istemiyorsam o kutu tayfasını da, Çarşı'yı da, diğer grupları, yönetimi vs. Beşiktaş dışında olan herşeyi sevmiyorsam da ben o elimle tutamadığım, gözümle göremediğim ama kalbimin içinde en derinde olan sevgimi göstermek için oradayım. Ama artık seçiciyimde. Tezahürat doğru zamanda yapılmıyorsa, doğru şekilde yapılmıyor ise sırf kendimi tatmin edicem diye de bağırmıyorum. Yukardan dön dön diye bağırdıklarında diğerleri gibi yüzümü değil sırtımı dönüyorum. Bir gol atılınca pınar başı değil gerektiğinde ıslıklarla karşı takımı demoralize etmeye, yeri gelince Beşiktaş'ım diyerek takımımı destekliyorum. Gökhan Zan'a cam adam diye nasıl bağırmıyorsam Serdar Özkan'ın da messiyle kıyaslamıyorum. Dört gözle stadın yıkılmasını bekliyorum. Hem de içim acıyarak.. Belki o zaman o kendini bilmez kutu tayfasını hakkettiği yere sürerlerde biz de takımımıza deliler gibi destekleriz diye. Belki cok insafsız, cok acımasız ve anlayışsız bir yaklaşım sergiliyorum gibi gelebilir sizlere ama gerçek olan Beşiktaş sevgisi geri kalan herşey hikaye...