28 Temmuz 2009 Salı

Çıktık Bir Alamete Gidiyoruz....

Daha Büyük Haritayı Görüntüle

Burda ufaktan başvuru kısımlarını anlattığım İspanya gezisi ile ilgili yol haritası. Bodoslama girmeyelim dedim ama elin toprağında da stadlar dışında neyin nerde olduğunu bilen adamlarda değiliz. Oturdum ekşi zölükten kurcalaya kurcalaya bu yol haritasını belirledim. Eğer bir değişiklik olmaz ise 10 gün boyunca nerde bu adamlar diye soran olursa cevabı yukarda. Hadi hayırlısı diyerekte gün bazında ki planlama da altta. Çıktık bi alamete gidiyoruz işte....


İSPANYA YOL GÜZERGAHI
14 gündüz İSTANBUL/ gece BARCELONA
15 gündüz BARCELONA / gece BARCELONA (İspanya resmi tatil)
16 gündüz BARCELONA / gece BARCELONA
17 gündüz BARCELONA - 1,5 saatlik araba yolculuğundan sonra tarragona - gece TARRAGONA
18 gündüz TARRAGONA - 3 saatlik araba yolculuğu - gece VALENCIA
19 gündüz VALENCIA / gece VALENCIA
20 gündüz VALENCIA - 2 saatlik araba yolculuğu - gece ALICANTE
21 gündüz ALICANTE - 5 saatlik araba yolculuğu - gece MADRİD
22 gündüz MADRİD - gece MADRID
23 gündüz MADRID - 6 saatlik araba yolculuğu - gece BARCELONA
24 gündüz BARCELONA / Gece İSTANBUL

26 Temmuz 2009 Pazar

Normal...

Uzun zaman olmuş yine içimi dökmeyeli. Aslında pek içimden geçen öyle özel bi durumda yok. Yine iş güç derken gecenin bi vaktine geldik. Kafa da milyon tane tilki dolaşında uykusu gelmiyor adamın. Arka da her zaman ki gibi Pink Floyd çalıyor. Biraz duygusal olanından. Hani şu müthiş albüm The Wall içinde yer alan Hey You parçası. Dinlediğim parça bile aslında beynimde gezinen tilkilerin en büyüğünün ne olduğu konusunda bir fikir verebilir. Hayat durmadan çalışma ile devam edince unutuyor insan çoğu şeyi ya aklına geldimi de çıkartamıyor bi türlü. Çok uzun zaman olmuş farkında olmayalı. Şimdi hayatta her zamankinden daha bir hızlı akıyormuş gibi geliyor. Sanki sabah uyandığında zaman birkaç yıl birden ileri atlayacakmış gibi. Küçükken bir an önce büyümeyi istersin ya büyüdüğünde de birşeylerin farkına varırsın, farkına vardıklarına sahip olmaktır bütün derdin. Ama bi bakarsın elde birşey yok bu sefer çocukluğu özlersin. Benim ki de biraz bu duruma karşılık geliyor sanki. Artık eskisi gibi bütün suçu hayata atıp onu sorgulama safhasını da geçtim. Kabullendim durumu sanırım. Sanki herşey bana müstehakmışta ondan böyleymiş gibi geliyor. Önümde bi ton iş, az da olsa rahat bir yaşam ve uzun zamandır yaptığım bir planın gerçekleşmesini mutluluğu varken durup neden sorgulayayım ki hayatı diyorum. Benden daha kötü durumda olan insanlarda vardır muhakkak. Ama gecenin bu saati oturmuş bu saçma sapan şeyleri karalıyorsam bi gariplik var diye düşünmektende kendimi alıkoyamıyorum. Yani ne dersem diyeyim ne yaparsam yapayım yine başa dönüyorum. Saçmalık dedim ya.Artık idare ediverin...

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Olimpiyat'a akın...

Süper kupa zımbırtısının her ne kadar gereksiz olduğunu düşünsem de derbi maçı olması sezon öncesi heyecanlandırıyor insanı...

Ne yazık ki Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanacak maç 2 Ağustos 2009 Pazar günü... ve saat 21.00'de...

Bilet fiyatları şöyle:

Güney Tribün: 20 TL
Doğu Tribün: 40 TL
Batı Tribün: 40 TL

Olimpiyat'a akın var akın...

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Yazık

Korkmaz'a katılmamak elde değil... Bu sabah yeni formaları görmemle şok olmam bir oldu.
Gerçekten çok ilginç yani bu kadar zevkten yoksun, itici, soğuk formaları yıllardır nasıl düşünüp tasarlıyorlar artık benim aklım almıyor.

Hele bir damalı forma var ki... rezalet! Hakikaten büyük bir fiyasko...

Siyah-Beyaz'ın asaletine yakışıyor mu hiç?

Yazık...

Neden Hala Bu Güzelim Formaları Görmezlikten Gelirsiniz?

Formaları tanıttıllar. Hepsi birbirinden kötü. Hepsi birbirinden anlamsız, manasız. Hala anlamıyorum. Siyah ve beyaz gibi hayatın her daim içinde olduğu bu renkler nasıl böyle çarçur edilir. Bu formaların ne resmini koyarım buraya ne de gider alır giyerim. Zamanında bir taraftarın yaptığı güzeller güzeli forma tasarımını koyarım ve derim ki "Neden hala bu güzelim formaları görmezlikten gelirsiniz"

14 Temmuz 2009 Salı

Hangar 18

Hangar 18, ABD'de 51. bölgede yer alan Hangar'ın ismidir. Rivayet odur ki bu bölge içinde ABD hükümeti yıllar yılı uzaylıları saklamıştır, tabii yalnız uzaylıları değil aynı zamanda UFO dediğimiz uçan cisimlerin de o bölgede saklandığı söylenir durur.

Efsane grup Megadeth te boş durmamış ve bundan tam 19 yıl önce piyasaya sürdükleri ve o dönemlere damgasını vurmuş enfes albüm Rust In Peace ile yukarıda bahsettiğim konuya değinmişler ve Hangar 18 adıyla şarkı yapmışlardır. Uzun zaman sonra tesadüfen dinleyince insanı tekrar ve tekrar etkisi altına almayı başarabiliyor:)

İşte sözler:

welcome to our fortress tall
take some time to show you around
impossible to break these walls
for you see the steel is much too strong
computer banks to rule the world
instruments to sight the stars

possibly i've seen to much
hangar 18 i know too much

foreign life forms inventory
suspended state of cryogenics
selective amnesia's the story
believed foretold but who'd suspect
the military intelligence
two words combined that can't make sense

possibly i've seen to much
hangar 18 i know too much

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Yeni Sezonda Dizilerin Başlangıç Tarihleri

• melrose place - 8 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
90210 - 8 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)
the vampire diaries - 10 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
supernatural - 10 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)

gossip girl - 14 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (3. sezon)
one tree hill - 14 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (7. sezon)
the beautiful life - 16 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
glee - 16 eylül 2009 tarihinde başlayacak, pilot bölümü 19 mayıs 2009 tarihinde yayınlanmış olan, bir yeni dizi. (1. sezon)
parks and recreation - 17 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)
the office - 17 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)
community - 17 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
fringe - 17 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

bones - 17 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)
brothers - 18 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
heroes - 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (4. sezon)
house m.d. 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)

the big bang theory - 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (3. sezon)

castle - 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

how i met your mother - 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)

csi: miami - 21 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (8. sezon)
accidentally on purpose -21 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the forgotten - 22 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
ncis - 22 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (7. sezon)
ncis los angeles - 22 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the good wife - 22 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the new adventures of old christine - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)
criminal minds - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)
parenthood - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)başrol oyuncusunun hastalığı nedeniyle sezon ortasına kaydırıldı. büyük ihtimalle 2010 başlarında yayınlanacak.
modern family - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
cougar town - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
csi: new york - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)
law&order svu - 23 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (11. sezon)
csi - 24 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (10. sezon)
grey's anatomy - 24 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)
flash forward - 24 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the mentalist - 24 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

dollhouse - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

smallville - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (9. sezon)
ghost whisperer - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (5. sezon)
numb3rs - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)
medium - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)
law&order - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (20. sezon)
southland - 25 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

desperate housewives - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (6. sezon)

dexter - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (4. sezon)
the simpsons - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (21. sezon)

cold case - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (7. sezon)
family guy - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (8. sezon)
the cleveland show - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
lie to me - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)

brothers and sisters - 27 eylül 2009 tarihinde başlayacak. (4. sezon)

trauma - 28 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
hank - 30 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the middle - 30 eylül 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
three rivers - 4 ekim 2009 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
south park - 7 ekim 2009 tarihinde, 13. sezona 8. bölümüyle devam edecek. (7. bölüm 22 nisan'da yayınlanıp, ara vermişti.) (13. sezon)
sanctuary - 9 ekim 2009 tarihinde başlayacak. (2. sezon)
30 rock - 15 ekim 2009 tarihinde başlayacak. (4. sezon)
nip tuck - ekim 2009'da başlayacak. (6. sezon)
stargate universe - ekim 2009'da başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)

legend of the seeker - yayın tarihi henüz açıklanmamış ama sonbaharda bizimleymiş. (2. sezon)

scrubs - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi 2009 sonlarını bulacak. (9. sezon)
damages - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi yıl sonunu bulacak. (3. sezon)
24 - 17 ocak 2010 tarihinde başlayacak. (8. sezon)
human target - 17 ocak 2010 tarihinde başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
caprica - ocak 2010'da başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
mercy - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi ocak 2010'u bulacak bir yeni dizi. (1. sezon)
united states of tara - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi ocak 2010'u bulacak. (2. sezon)

lost - şubat 2010'da başlayacak. (6. sezon)

chuck - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi mart 2010'u bulacak. (3. sezon)

100 questions - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi mart 2010'u bulacak bir yeni dizi. (1. sezon)
day one - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi mart 2010'u bulacak bir yeni dizi. (1. sezon)
flashpoint - henüz açıklanmamış olan yayın tarihi 2010 başlarını bulacak. (3. sezon)
the tudors - 4. sezonun son sezon olacağı ve 2010 baharında yayınlanacağı duyurulmuştu. (4. sezon)
miami trauma - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasında başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the bridge - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasında başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
v - yayın tarihi henüz belli olmayan, şubat 2010'da başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
the deep end - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasında başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
happy town - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasındabaşlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
eastwick - yayın tarihi henüz belli olmayan bir yeni dizi. (1. sezon)
past life - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasında başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
sons of tucson - yayın tarihi henüz belli olmayan, sezon ortasında başlayacak bir yeni dizi. (1. sezon)
life unexpected - yayın tarihi henüz belli olmayan bir yeni dizi. (1. sezon)
the listener - kanada yapımı dizinin durumu henüz belirsiz. (2. sezon)
breaking bad - yayın tarihi henüz belli değil ama 2010'un ilk yarısında başlar. (3. sezon)

12 Temmuz 2009 Pazar

Düş

Küçüksün küçücük...

Avucum içindeki bebek,

hadi yum gözlerini...

Ben sallarım seni,

kulağına da bir ninni fısıltısı...

Hadi yum gözlerini,

hayal et geleceği...

Hayalinde bir tutam ben,

gerisi sen.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Acı Mutluluktur - Blogspot

Denk geldim. Bi iki post okudum. Hani cinsiyeti belli kız.. Diilse de sorun değil ama olayı biz erkekler için cazip kılacak türden bu kadar mı küfüre yatkın olunur bilemedim. Nerden girip nerden cıkacağı, çıktığı yerden mi başka yerden mi koyacağı belli olmuyor ama okurken kopuyorum açıkçası. Yani tırnak içinde edebiyata bu kadar yatkın bir blog yazarı görmemiştim. Tavsiye ederim. Bi iki dakka oturun okuyun her küfre bi kahkaha garanti... Linki de burda...
"ACI MUTLULUKTUR"

OYUN DEVAM EDİYOR...

Haşmet Babaoğlu'nun yazısını okumuştum ama bundan haberim yoktu. Yazıyı haberi yan yana getirince 1-2-3 Gol Yetmez blogunda yayımlanan aşağıda ki yazıya hak vermemek elde değil. Anlicanız ligler başlamışta bizim haberimiz yok. Kombineyi aldık ama boşa gidecek herşey gibi de bir his var. Umarım geçen sezon ki gibi "BU OYUNU BOZABİLİRİZ"


Yılların 90 Dakika'sı... Bitti, gitti... Sebep; ekonomik kriz... Bilemiyorum:) Ben aklıma gelenleri açık açık yazayım, siz de "yapma yahu, bu kadar da komplo teorisi olmaz" deyin...
3 sene arka arkaya şampiyonluk sözü verdi Aziz Yıldırım. Sürekli söylüyorum; gözü dönmüş durumda, bu sezon ilgili kurumların vay haline... Hiç mi hiç sevmediğim, bu ülkede gördüğü ilgiyi haketmediğini düşündüğüm Hıncal Uluç, Fenerbahçe'ye ve Aziz Yıldırım'a en çok sallayan isim... Söylemleriyle çoğu zaman kamuoyu oluşturabiliyor... Eh, Aziz Yıldırım açısından da bu sene hiç bir şey ters gitmemeli, zemin hazırlanmalı...

-Alo, Feritçiğim...
-Gereken yapılacak başkanım...

Ama mesele Hıncal Uluç olunca çok da üzülmedim... İnönü Kapalısının bir müdavimi ve Kayseri maçında Çevik Kuvvet'in hışmına uğramasına rağmen Hıncal tarafından PKK'lılara benzetilen taraftarlardan birisi olarak bu olaya şu tezahüratla son noktayı koymak isterim;

"Noldu Hıncal nolduuu, söyle ne olduuuu, ...... ....."

gelen ya da gelecek tepkilere binaen Haşmet Babaoğlu'nun bugünkü yazısını okutmak isterim...
Haşmet BABAOĞLU'nun yazısı için
"MEDYA DA KİRLİ TEMİZLİK OPERASYONU
"

7 Temmuz 2009 Salı

Lise Yıllarından Dip Notlar - 3



Yazan da, yöneten de aynı. Bizim İrfan.. Nam-ı diğer Zabıta İrfan.. Ne güzel günlerdi. Eline sağlık. Okudukça hala kopuyorum...

- PAZARLAMA DERSİ 2.SINAV ( Rövanş Mücadelesi ) :)))

İlk sınav anlatımından fazla para kazanamadık, topladıklarımızla ancak 100 Adet orta boy elmas alabildik o derece yani :((( Neyse buna şükür deyip 2.sınav rövanş mücadelesini anlatmaya başlıyorum… Siz okuyucularımızdan tek ricamız elinizi korkak alıştırmadan, 3-5 demeden Allah ne verdiyse katkıda bulunmanız. Malüm polenez köyden aldığımız yeni çiftliğin senetleri daha yatmadı :))

Neysaaa…
Pazarlamanın ilk sınavında hocanın bilinmeyen ve beklenmeyen stratejisi karşısında dökülen sınıf bu başarısızlıktan sonra tek vücut olup ikinci sınava galibiyet parolasıyla hazırlandı. İlk sınavda olduğu gibi hocanın yerleri değiştireceğini bildiğimiz için bu sefer kopyalar sınavda oturulacak sıralara yazılmıştı. Sınav öncesi son tenefüste herkes üzerine düşeni yapıp hazırlığını tamamlamıştı… hatta korkmaz herkesden önce hazırlığını tamamlayıp tepe lambasını ve sirenini çalıştırıp… ayyy .. ayyy nidalarıyla ayşegül’ü tacize başlamıştı :))) Bu duruma alışık olan diğer sınıf öğrencileri korkmaza hayırlı işler, ayşegül’e geçmiş olsun dilerklerini iletiyordu :))) Akabinde çalan son zille birlikte herkes yerini aldı ve pazarlamacıyı beklemeye başladı. Sınıfın kapısının açılmasıyla herkes ayağa kalktı… tabi biz erkekler olarak geleneği bozmadık otuz küsür saniyelik saygı duruşunu icra ettik. Oturan kız grubunun içinde tek erkek evren’di…çünkü onun beyaz ten takıntısı çoğunluğa uymasını engelliyordu :)) syrexxx….winssss / Ayyy…yadabeyllll :)))

Pazarlamacı sınav öncesi son uyarılarını yaptıktan sonra herkes yerdeğiştirmek için ayağa kalktığında o şok uyarıyla herkes irkildi… “YER DEĞİŞTİRİLMİYOR, HERKES AYNI YERİNDE KALACAK…” Ben ne kadar bakışlarımla hocaya “ ama hocam.. kopyalar diğer sırada kaldı” desemde bunun bi faydası olmadı… münasip yer ve şemsiye hesabı.. kaderimize boyun eğip yerimize yığıldık… :)) Pazarlamacının bu kahpe planı yüzünden yine kalemizde bir gol görmüştük… Diğer maçta olduğu gibi ilk dakkada yenilen bu gol tüm moralleri ve umutları tüketip rüzgarın yönünü hocadan yana çevirdi….

Sınavın ilerleyen dakikalarında yaprak dökümü başladı. Kağıdını veren dışarı çıkıp sınıfta kalanları kapıdan izlemeye başladı. BU yaprak dökümünden biride korkmazdı.. Korkmaz “madem bu sınavıda kaybettik o zaman bende sınav öncesi ayşegül’le oynadığım oyuna devam ederim deyip çıkmıştı” :)))

Sakatlıklar yüzünden yapılan zorunlu oyuncu değişimleri oyun kurgusunda sıkıntı yaratmıştı. Olası bir sakatlıkta çıkanın yerine adam alınmayacağı için tüm sınıf çok dikkatliydi… Sınıf içinde küçük fısıldamalar artmıştı herkes birbirinden medet umuyor bi soru yapsam kârdır deyip sesli kopya yoluna gidiyordu. Tam bu sırada geri dörtlü içinde engin’le beni konuşurken gören hoca zaten deminden beri bişey yazmıyorsun bide konuşuyorsun diye kırmızı kartla engini dışarı aldı. Engin yine benim yüzümden yanmıştı :)) aslında konuşan bendim ama hoca onu gördü… eee işi bileceksin işe gitmiceksin :)) konuşmak var konuşmak var.. ben uslubunca konuşuyordum.. kabak engine patlıyordu. Konuştuğumuzda dersle ilgili kopya amaçlı filan değildi… battı balık yan gider deyip öylesine muhabbet ediyorduk :))

Neyse geri dörtlüdeki bu eksilme geride kalanların omuzlarına daha fazla yük yüklemişti. Omuzlarımdaki bu yük ve dışarıdaki arkadaşların bana bakarak sana güveniyoruz irfan demeleri beni iyice kamçıladı… :))) bunun üzerine aldığım bu gazla coşup TRİBÜNLERE oynamaya başladım… hocadan yana esen rüzgar biranda bizden yana esmeye başladı… atak üzerine atak geliştirerek durumu eşitlemeyi başardım…

Artık tüm stad bizden yanaydı… hep bir ağızdan 11-B diye haykırıyordu… Seyirci ve skor avantajı bizden yanaydı. Rövanş bizimdi… bu durumu hazmedemeyen pazarlamacı oyunu durdurdu ve kendisi için sağ benim için sol taraftan görev bölgeme gelip, yanıma yanaşarak deminden beri oturuyorsun bişey yazdığın yok diyerek kağıdımı almak için sıraya atıldı….

İlk hamleyle kağıdı tam tutacğı sırada elimle kağıdı sıranın ortasına çektim ve boşa atladı… bu kıvrak hareketler karşısında kapı önünde bekleyen tüm sınıf OLEY çekmeye başladı… hoca iyice bozuldu ve ikinci hamleyle yine kağıda atıldı… son anda kağıdı sıranın en sağına çektim ve hoca yine boşa atladı :)) Arkasından bir OLEY daha… Artık gözler hakemde ve biran önce oyunun bitmesi için dua ediyordu… sonra ORADAN IORI GELDİ … Geri dörtlü anladınız siz onu :))) Hocayla bilikte gözümüz skorborda takıldı son birkaç saniyeydi… ben maçı şovla bitirme, hocada içinde bulunduğu rezilliği bitirme çabasıyla son bir hamle yapip iki eliyle birden benim kağıda atladı. Benim kulağım hakemin düdüğündeydi zaten.. hakemin son düdüğüyle kağıdı bıraktım. Kağıdı elinde gören hoca şaşırdı ben kazandım… ben kazandım diye bağırıyordu… bende sen öyle san “ZATEN İŞİM BİTMİŞTİ” diyerek kalemimi cebime koyup çıkış kapısının yolunu tuttum :)))

Skordan haberi olmayan hoca ben kazandım demeyi sürdürdü, bende sen öyle san, akşam MARATONDAN izle ve gör kim kazanmış dedim :))))

Pazarlamacı ben çıkarken paçama yapıştı ve dur böyle çekip gidemezsin dedi…bende o zaman “KAFAMA SIKAR GİDERİM” deyip sınıfı terk ettim…

Sonunda İYİLER MUTLAKA KAZANIR…. !

:)))))

Lise Yıllarından Dip Notlar - 2


Yazan da, yöneten de aynı. Bizim İrfan.. Nam-ı diğer Zabıta İrfan.. Ne güzel günlerdi. Eline sağlık. Okudukça hala kopuyorum...

Selamünaleyküm 11-B Sınıfının insanları...

Ben size pazarlama hocasını anlatmışmıydım? O zaman yaklaşın yamacıma yamacıma...
ne duruyorsun SÜTAŞ EVREN patlatsana AYRAN’ları... :))

Aranızda pazarlama hocasını hatırlamayanınız yoktur... özellikle leopar desenli giysisi olan hoca desem yeterli olur herhalde :))) Şu an herkesin zihninde bir kare oluşmuştur... Evren YUH artıkk... zihnine hakim ol.. aile var :)))

Kendisi herkes tarafından saygı duyulan ve aşırı derecede sevilen bir hocaydı... özellikle erkek öğrenciler tarafından... acaba neden:)) Bu sevgi o kadar ileriydi ki öğretmen sınıfa girdikten sonra herkes ayağa kalkıyor... bir müddet sonra oturuyordu tabi erkekler hariç :)) Erkekler sevgilerinin nişanesi olarak otuz küsür saniyelik saygı duruşuna geçiyordu :))) Tabi kızlar için aynı durum söz konusu değildi... şimdi bile amannn şu pazarlamacımı... şeytan görsün yüzünü diyenler olmuştur. Nedeni hemcinsliğin verdiği rekabet ortamı desek anlaşılmış olur herhalde :))

Sınav sezonu açılmıştı ve o günde pazarlamadan sınavımız vardı. Ama pazarlama ders ve hoca itibariyle yeni olduğu için.. Biz savunmasız öğrenciler için ciddi bir tehdit içeriyordu... Bu yüzden tüm sınıf yoğun bir şekilde kopya faaliyetlerinde başlamıştı. Bende önce tedbir sonra tevekkül diyerek... işin üzerime düşen tedbir kısmını yani, kopya hazırlama aşamasını icra ediyordum :)) Sınavda çıkması muhtemel sorular için gereken cevapları ve diğer bilgilendirici yazıları sıranın üstüne geçirdim ve yarabbim sana sığındım diyerek işin tevekkül kısmınıda yerine getirdim :)))

Neyse sınav anı geldi çattı… pazarlamacı sınıfı selamlayıp yerini aldı… erkek öğrenciler sınavın verdiği stresten dolayı saygı duruşunu birkaç saniye eksik icra ederek yerlerini aldı :)) Herkesin kafasında hocanın soracağı sorular hakkında düşünceler uçuşurken, ben gayet sakindim… hatta saygı duruşunu bile eksiksiz yapmıştım :))) Ama bu sakin atmosfer pazarlamacının bilinmeyen sınav taktiğini öğrenince yerini yusuf dakikalarına bıraktı… :))

Cam tarafıyla yanındaki grubu, duvar tarafıyla yanındaki grubun yer değiştirmesinden ibaret olan bu taktik bütün emeklerimizi boşa çıkarmıştı. Kalemizde gördüğümüz bu beklenmedik gol yüzünden 1-0 geriye düştüğümüz maçı çeviremedik ve ilk maçı kaybettik. Kendi sırama yazdığım kopyalara baka baka yer değiştirirken yerimize geçen arkadaşlara sadece oturduğunuz sıranın kıymetini bilin diyebilmiştim :((( ahhh ahhh gitti canım kopyalar.. yanarım yanarım hala o na yanarım :))

Pazarlama İkinci Sınav (rövanş) macerası ilerleyen günlerde yayına girecektir… Bizi izlemeye devam edin…

Behçet - Korkmaz paraları toplayın :)))

Lise Yıllarından Dip Notlar - 1


Yazan da, yöneten de aynı. Bizim İrfan.. Nam-ı diğer Zabıta İrfan.. Ne güzel günlerdi. Eline sağlık. Okudukça hala kopuyorum...


Öncelikle tüm 11-b sınıfına selamlar...

Özellikle arka gruba :)) Dahada açarsak SÜTAŞ EVREN'e, Parçala Behçet'e, aramızda olmasa bile ara sıra sarhoş varlığıyla zihinlerimize gelen AYYAŞ ŞEVKETE... Birde en arkanın bir önünde sağ tarafta oturan şahsa... oğlum sana söylüyorum neden sağa sola bakıyorsun.. şiişşttt.. sana söylüyorum GÖZLÜKLÜ EVLADIM... :)))

Neyse ben daha fazla uzatmadan konuya girmek istiyorum. Sıradan bir okul günüydü... herkes biran önce dersler bitsede eve gitsek diye içinden geçiriyordu. En azından ben EV'e gitmeyi düşünüyordum... Nede olsa iyi aile çocuğuyum... evden okula okuldan eve.. :))) Neyse fazla açılmadan devam edim.

İşte sıradan bir okul günüydü... hava karanlıktı... 2 kişiydiler... aa pardon ya o başka bir hikâyeydi.. karıştırdım :))) neyse sıradaki ders ders INKILAP'tı. Öğretmen NİZAMETTİN'di.. nam-ı diğer NİZOŞ... Neyse ders başladı öğretmen listeden tek tek kaldırıp sözlü yapıyordu. Bizde sözlüye kalkmamanın verdiği rahatlıkla arkada herzaman ki 4'lü kaynatıyorduk... Ama nizoş'un gözetimlerine yakalanmamak için çoğu zaman engin'le beraber ileri uçta çift forvet görevimizi yerine getiriyorduk. ama takımın beyni olarak konuşma organizasyonunu ben başlatıyordum ofsayt'a ise hep engin yakalanıyordu :)))

Yine böyle bir ofsayt pozisyonunda engin haklı olarak hakeme yani nizoşa itirazda bulundu. Hakem bu itiraza kızdı ve engini kırmızı kartla tahtaya çağırdı. Engin de amatör bir oyuncu değil tabi ilk ten kendine gösterilen kartı ve nizoşun tahtaya kalkma çağrısını duymamazlıktan geldi. Bunun üzerine nizoş dahada belirgin bir şekilde eşgal vererek... Ne diye sağa sola bakıyorsun GÖZLÜKLÜ EVLADIM sana söylüyorum dedi :))) Etrafınaki çemberin iyice daraldığını farkeden engin.. erkekliğe leke sürdürmemek için kalkarım ne olacak elime mi yapışacak dedi ve kalktı.. ama durum hiçte iç açıcı değildi.. kalktı ve eline yapıştı.. Nizoş engini tahtaya kaldırdı ve tüm sınıfın gözü önünde HEM DERSİ DİNLEMİYORSUN HEMDE KONUŞUYORSUN iyice fırçaladı. Fırçayla yetinmeyen nizoş dahada ileri gidip engine ATATÜRKÇÜLÜK nedir diye sordu. Bu soru karşısında irkilen engin... azmettiricisi yani benimle göz göze gelip arka 4 lüyü satmakla tehdit edercesine bakıyordu. Arka dörtlünün deşifre olmasındansa bir ferdi kurban verebilirim diyen irfan yani ben :))) hemen nizoşa dönüp HOCAM KOMİNİST BU dedi... ortam biranda gerildi... Bu itirafı duyan ve Aşırı milliyetçi olan nizoş biranda hamle yaparak ayağa kalktı... bu kalkış öyle böyle değildi... dünya F1'den beri böyle START görmemişti... nizoş tek rakibim THY dercesine yaptığı çıkışla ENGİN'e bir tane patlattı... O an sanki dünya durmuştu... sınıfta bir ölüm sessizliği yaşandı. Kimse bu olayın bu şekilde sonuçlanmasını beklemiyordu. Bununla yetinmeyen nizoş ölümcül vuruşunu yapıp engin'e birde SIFIR verdi... Daha ilk şoku atlatamayan 11-b ikinci şoktan sonra kahroldu... Bu üzücü olaydan sonra tüm sınıfın İDDAA kuponları yatmıştı. Bu süpriz sonuçtan tek kârlı çıkan AZMETTİRİCİ yani ben oldum... Hem kuponum tuttu...hemde geri 4'lüyü yakalatmamış oldum. :)))

Onca zaman sonra bu itirafı neden yaptğımı sorarsanız... çok basit... ZAMAN AŞIMI... şimdi bu olay hükümsüzdür...

Bilgilerinize arz olunur :))))

Selametle...

2009-2010 BEŞİKTAŞ Lig Fikstürü

1.Hafta
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR - BEŞİKTAŞ
2.Hafta
BEŞİKTAŞ - ANTALYASPOR
3. Hafta
GENÇLERBİRLİĞİ - BEŞİKTAŞ
4. Hafta
BEŞİKTAŞ - GAZİANTEPSPOR
5. Hafta
GALATASARAY - BEŞİKTAŞ
6. Hafta
BEŞİKTAŞ - KAYSERİSPOR
7. Hafta
ANKARASPOR - BEŞİKTAŞ
8. Hafta
BEŞİKTAŞ - DENİZLİSPOR
9. Hafta
BEŞİKTAŞ - KASIMPAŞA
10. Hafta
ESKİŞEHİRSPOR - BEŞİKTAŞ
11. Hafta
BEŞİKTAŞ - MKE ANKARAGÜCÜ
12. Hafta
TRABZONSPOR - BEŞİKTAŞ
13. Hafta
BEŞİKTAŞ - FENERBAHÇE
14. Hafta
SİVASSPOR - BEŞİKTAŞ
15. Hafta
BEŞİKTAŞ - DİYARBAKIRSPOR
16. Hafta
MANİSASPOR - BEŞİKTAŞ
17. Hafta
BEŞİKTAŞ - BURSASPOR

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Bu Sezonda KAPALIyız..


3'üncü seneye girdik. Askerden geldiğimden beri aralıksız 3'üncü sezonum Kapalı Tribünde. Maç izlemesi zordur, her bünye rahatça kaldıramaz. 90 + devre arası ayakta kalmayı, itişip kakışıp yer tutmayı, maça bir kaç saat önce den girip bütün hava koşullarına karşı gelmeleri, maç bitiminde hemen staddan ayrılmadan beklemeyi, üst tarafta ki kavgaların, saçma sapan hareketlerin muhatabı olmayı, üstüne üstlük üst taraftan gelecek herhangi yabancı maddeye rağmen maçtan kopmamayı başarmak kolay iş değil. Ama ne olursa olsun ayrı bir tadı, ayrı bir zevki var orda maç izlemenin. Sıra arkadaşların bellidir. Kimin nerde ne yapacağını adım gibi bilir, karşılıklı yorumlarla, tezarühatlarla maçı takip edersin. Hele hele üst tarafta güzel güzel tezahüratlarını zamanında eksiksiz adamakıllı yaptı mı işte o zaman tadından yenmiyor.
Bu arada kombineyi alırken yerimi bir başkasının kaptığını gördüm. Eskişehirli renkdaşıma burdan mesaj olsun. Babam olsa tanımam o yeri de kimseye yar etmem. Ben etsem bizim ekip izin vermez. Ona burdan sözüm maçlar başlar başlamaz kendine güzel bir yer seçsin. Benden söylemesi...

5 Temmuz 2009 Pazar

İzni Kopardık, Sıra Hazırlıklarda.....

Salı günü geçti gitti. Vize olayı da tamam. Artık yol güzergahını, ziyaret edilecek yerleri planlamaya geldi. Bu planlamanın başında tabi ki FC Barcelona olacak ama İspanya'ya gitmişken de bi kaç yeri ziyaret edip gelmemekte olmaz. Malum adrenalinin yanına bol bol kahkaha da eklenir bizim geziye. Hepsini bu blogta arşivlemek gibi bir niyetim var. Umarım becerebilirim. Bu blogu takip edenler varsa ve daha önce İspanya semalarında gezinmiş ise bana verebileceği her türlü yararlı bilgi için şimdiden teşekkür ederim. Adios, muchos (ne demekse artık) .... 

2 Temmuz 2009 Perşembe

Perdeler Açılıyor

''I was told there's a miracle For each day that I try
I was told there's a new love that's born For each one that has died
I was told there'd be no one to call on When I feel alone and afraid
I was told if you dream of the next world
You'll find yourself
Swimming in a lake of fire''


Müzik zevkimin 180 derece döndüğü grup... hayata bakışımı, yaşam tarzımı söylemleriyle, besteleriyle, sözleriyle etkilemeyi başarmış topluluk...

Her ne kadar geçmişte olduğu gibi kendimi sıkı sıkıya bağlı hissetmesem de benim için kaçırılmayacak konserlerin başında her zaman olacaktır.

4 Temmuz Cumartesi akşamı kendimi 1998 yılında bulacağım... 11 yıl önce ilk DT dinlediğim günde!

Geçmişi yad edeceğim.

Evet, aynı heyecanım kalmamış olabilir, ama artık çok daha olgun bir DT fanı olarak sahne önünde yerimi alacağım.

Space-dye Vest çalarlar mı acaba diye bekleyeceğim...

11 yılın getirdiği olgunlukla izleyeceğim her birini...

Dream Theater'ı...

1 Temmuz 2009 Çarşamba

UltraSurf ile Rahat Rahat İnternet....


Burdan daha önce internet yasaklarını aşabilmeniz ve istediğiniz her siteyi gönlünüzce ziyaret edebilmenizin yollarını göstermiştik. Söylediklerimiz aslında herkes tarafından bilinen çok karmaşık olmayan basit yöntemlerden ibaretti. Şimdilerde bi arkadaşımın önerisiyle kullandığım ve sadece internet browser sayfam açıkken kulandığım bir uygulamayı paylaşmak isterim. Uygulamanın adı ultrasurf. Sayfayı ziyaret ederek indirebileceğiniz UltraSurf 9.5 (Free Download) uygulamasını çalıştırmanız yeterli. Denemenizi tavsiye ederim. Herhangi bir ayarla felan uğraşmaya da gerek yok. Çift tıklayın yeter. Ekranın sağ alt kısmında bir kilit görüceksiniz o kadar. Hadi deneyin. Bakalım benim kadar memnun kalacak mısınız?